25 Mayıs 2012 Cuma

Çelakıl'ın Şifreleri


Sevgili Ömer'ciğim gel seni biraz göt edeyim ya, canım çok sıkıldı.

Allah sana toplama çıkarma yap, sayıları çarp böl diye indirmedi Kuranı Kerim'i, öncelikle buna emin ol. Cerrahpaşa bitirmedim ama kuranda şifre arayacak kadarda kafayı yemedim amına koyayım. Diyorsun ki ; ''İsra suresinin U,S,A harfleriyle biten bir ayeti var ve bu kuranda tek ayettir.'' 17. Surenin 83. ayetinden bahsediyorsun sanırım. Ha bide dedin ki ''o rakamları yanyana koyun, 1783 çıkıyor, buda Amerika'nın kuruluş tarihidir'' E be kedi canını yediğim hiçmi Amerikan doları almadın eline ? Fakirmisin amına koyayım ya, insan hatıra diye 1 Doları alır saklar en azından. Bütün Amerikan kaynakların da ve o 1 Dolardaki piramidin altında romen rakamıyla 1776 yazar. 4 Temmuz 1776.Buda Amerika'nın kuruluş tarihidir. Hep cahil kesime hitap etmeyeceksin Ömer'ciğim.

Neyse gel sana birazcık nasihatte bulunayım. Allah kuranı okurken şifre ara falan demiyor. Okumanı istiyor sadece , o da tam bir bilgiyle iman etmen için. Kapiş? Ama sizin gibi gerizekalı ciğeri beş para etmez adamlar bunun üzerinden kazanç sağlıyorsunuz. Tıpkı Adnan Oktar gibi. Hadi görelim bir daha Murat Bardakçı'yla program yapsana adamsan lan. Çatır çatır göt etti adam seni. Arapça bilmeden kuranın şifresimi çözülür dedi.''ıııımmıımm şeyyy  bunları kimse inkar edemez ama'' dedin sende. Vereceğin cevabı sikeyim senin. O saçlarınında anasını sikeyim.Berber  paran mı yok oğlum. Kaçak kat çıkmışlar resmen kafanın üstüne.Kıyamet ne zaman kopacak şok şok şok diye programdan programa koşacağına parasını vereyim de bir berbere git be pezevenk.

Gel seni şu şifreleme olayıyla bir daha kucağıma oturtayım. Canım sen bu kadar şifrelemeyi ebced hesabı ile yapıyorsun ya hani ; bana Kuran'da ebced hesabının var olduğu bir ayet söylesene ya. Ulan o sistem İslam'da yeri olmayan bir yol. Yaptığın iş at sikine kelebek kondurmaktan başka bişey değil amına koyayım.

 Sana bi soru. Kuranı baştan aşağı şifre arayacak kadar okuyupta nasıl inanmıyorsun? Nasıl bu kadar insanın inancıyla oynuyorsun,gözüne baka baka yalan söylüyorsun? Nasıl bi ibne evladısın ki maddi refahın için milletin manevi duygularını kullanıp onlarıda yanlış yere sürüklüyorsun? Korkmuyormusun oğlum hiç? Sen 28.05.2009 Tarihli yayınında Firavuna ''Hazreti Firavun'' demedin mi ? Şimdi gelipte bu lafından sonra ''inanıyorum ben ya'' deme kucağımı açtım bak oturturum seni Ömer'ciğim.

Herşeyi geçtim, Mescidi Aksa'da Kabe'nin üstündeki ışığı
''melek bu'' diyerek bu insanlara yutturmaya çalışmadın mı sen ? Halbuki onun bir hologramdan ibaret olduğunu çok iyi biliyorsun. Milyonlarca Müslüman'ın saf inançlarıyla oynamak mı Müslümanlık ? Ulan hadi bunca yaptığın bir yana diyelim, sen çıktın John Travolta ölümsüz dedin. E be kaynanasının elinden öptüğüm,  taşşak geçmeye çalıştığın halk bunuda mı yer sandın. Ölümsüzlük Kuranı Kerim'de yazıyormu e be yavşaağıım.

En komik yanında ne biliyormusun ? Ulan tamam Arapça öğrenmedin,bilmiyorsun. Kuran'da kaç ayet olduğunu bile bilmiyorsun lan. Beynine tecavüz etmek istediğim ama o saçlar varken bunun biraz zor olacağını düşündündüğüm insan ; Kuran'da 1389 tane Ayet olduğunu neye dayanarak söyledin ? O bir Ayet'i neye dayanarak yok saydın ? Git bir oku önce, bu işler böyle olmaz.

Ha bu arada bana dava açacak falan olursan, hakime '' bende bununla aynı oksijeni paylaşıyorum,bunun neresinde adalet var amına koyayım'' diyecem. Sırf bu lafımla bile haklı çıkarım, hiç boşuna uğraşma yani.

Ya siz,  ona inanan oropu çocukları. Hiç bi farkınız yok amına koyayım. O adam bilerek yalan söylüyor en azından . Siz ona bilmeyerek inanıyorsunuz. Daha vahim durumunuz. Allah inanmayıpta inanıyormuş gibi görünenlere içinde ebedi kalacakları cehennemi vadediyor. Alın benden size tavsiye ;


-İyi bilin ki kıyamet saati için çekişenler asıl sapkınlığın içindedir.(Şura 18)

-Ve onlar sana indirilen kurana ‘dasenden önce indirilen kitaplarada kesin bir bilgiyle iman ederler(bakara 4)

-Kalplerinde eğrilik olanlar fitne aramak ve yorumunu kendine göre yapmak için işine gelen ayetlere uyarlar(Al-i imran 7)

Bizim kuran şifreli değil be Ömer abi. Uğraşma sende artık.

Ha bu arada unutmadan ; şampuan, Sir Alusandro Benett tarafından 1920’li yıllarda üretilmiştir. Belki lazım olur.

Öptüm seni , Bay Bay.

20 Mayıs 2012 Pazar

Naftalin kokusu


Yaşadığın acılar karşısında ne kadar dayanıklı olabilirsin ki ? Ya da ne kadar olgun,ne kadar sabırlı,ne kadar ağır başlı ?Olamazsın işte.. Her ne olursan ol acır için , kalır birşeyler boğazında, yutkunamazsın. En kötüsüde ne bilirmisin ? Bunların hepsini sadece sen bilirsin , hepsini yalnızken yaşarsın.

Koyar adama ; Sokakta gülüp eğlenip evde yaşanılan intihar girişimleri..

İnsan görmeden geçirilen bir günü yanına kar sayan bir adamı ne mutlu edebilir ki ? Yada insan sesine bile tahammül edemeyip bütün gün belgesel izleyen birine birazcık insanlara sevgi göster diyebilirmisin ? Dersin. Dersin ama alacağın cevap ”Hassiktir”den başka bişey olmaz.

Yalnızlığın doruklarındayım amına koyayım ya. Ha şunu da söylemek gerekir tabi , yanında onlarca insanın olması yalnız olduğun durumunu değiştirmez. Yatağa yattığında o göğüs sıkışmasını tek başına yaşıyorsun.O zaman kimse olmuyor yanında. Sırf bu duyguyu yaşamamak için sabahçı kahvelerinde geçirdiğin günler çoktur. Seversin öyle yerleri,kimsesizliğin hüküm sürdüğü heryeri seversin.

Asıl ilginç olan ne biliyormusunuz ? Böyle biri olduğunuz için insanların sizi yargılamalarıdır.Ulan bir ev köpeğine verdiği değeri nsanlara vermeyen birini ne sikime yargılamaya kalkıyorsun. Adama gülerler , kusura bakmayın ama adama götüyle gülerler.

Bazen acırsın tüm insanlara. Tek derdi acaba bugün kendimi kime elletsemde hesabı taksam, bugün paramla hangi kızı eve atmaya çalışsam derdindeki insanlara acırsın. İşin garibide öyle biri olmadığın için yine o insanlar sana acır. Dediğim gibi çok garip..

Acıyı doruklarda yaşayan insanlar herşeye farklı bakar, farklı yaklaşır. Örneğin naftalin sana neyi çağrıştırır ? Benim gibi adama sadece ölümü hatırlatır. O naftalin kokusu varya adamın ciğerlerini yakar. Hiç uğraşma siksen o yanmayı hissedemezsin. Yada tuttuğun takımın ilk formasını eline aldığında kim gelir aklına ? Baban değilmi ? Benimse o formanın uğruna günlerce aç gezip biriktirdğim paralar gelir.

Böyle bir insan olduğunda herşey daha farklı gözüküyor işte sana. Yaşadığın farkındalık kötü ediyor adamı.
 Mesela yolda gördüğün her kediyi alıp severmisin sen ? Sevmezsin.Nerde en tatlısı , en sevimlisi var ona koşarsın ilk.Ama ben çöp kenarındaki, pis, ürkek, gözbebeklerindeki sevgisizliği gördüğüm her kediyi uzun uzun severim.Çünkü o kedi de insanlarda olmayan çok şey var. Farkedebilene..

İşte olaylara bu türlü yaklaştığin zaman gülmek pekte kolay olmuyor. Ama bazen diyorum kendime ”Ulan keşke bende boktan bi aşk acısı için gecelerce ağlasam, off yaşamaktan sıkıldım diyip göstermelik intiharlar denesem” diye. Çok daha mutlu olabilirdim, üstüne yapmacıklıktan gebermek üzere olan sevgiler görüp mutluyum diyip kendimide kandırabilirdim.Ama uymuyor, istifine soktuğum kişiliğime uymuyor.Kimseye yaranmak için, çıkarlarım için gülümsemediğimden dolayı suratsız diyip geçiyorlar. Geçsinler amına koyayım ya. Ben kendi kendime hükmediyorum. Acılarına,özlemlerine hükmolan ben, kendime hükmettiğimi sanıyorum..

Uzun lafın kısası hayattan hiç bir beklentisi olmayan adamın karşısına geçip Pollyannacılık oynamayın. Git bak kendi yoluna,yalnızlığım kulaklarımdan fışkırıyor benim, neyin iyimserliği.

Herneyse ne çok dil döktüm burda.Beni tek başıma bırakın. Ha bide belgesellerimle bana mutluluklar dileyin.Hadi Eyvallah.

1 Eylül


Bazı günler vardır ki ; o günleri asla unutamazsınız. İçinizden neler götürür,kan dolaşımınızı nasıl değiştirir hayret edersiniz.Öyle bir gündeyim.

Gideli tam dokuz ay olmuş. Olmuş dediğime bakma gün sayıyorum. Ölene kadar da sayarım heralde. Düşününce ne kadar kısa geliyor değilmi size ? Dokuz ay ulan borumu ! Dokuz ayda ne insanlar doğup dünyanın amına koyuyorlar.

Hani açsındır , cebinde kuruş yoktur.. Bunu yediremezsin ya kendine ;
İşte sen gittiğin günden beri böyleyim . Neyse ruh çözümlemesi yapıcak değilim burda. Ama bi kaç soru sorarım , hakkım var. Sizin canım dediğiniz insan sizi terkettimi hiç ? Peki o gittikten sonra değiştimi birşeyler ? Sen gittikten sonra ben yazları sevemedim. Allah kahretsin ki önümüz yaz. İnsanlar nasıl seviniyor.. Ama sana da pek kızmıyorum bu güzel mevsimi bana nasıl zehir ettin diye , zaten sevmezdim yazları siktir et..

Bilirsin koyu galatasaraylıyımdır.Hatırlasana derbileri nasıl iple çekerdik. Gerçi farklı renklere atardı kalbimiz. Benim ki sarı kırmızı , senin ki sarı lacivert.. Biliyormusun artık yenilince pek üzülmüyorum. Sırf sen seviniyorsun diye ben en çok sevdiğim şeyin yenilmesine üzülmüyorum.. Yensek sevinemiyorum eskisi gibi..

Sevinçlerimi elimden almaya başlayalı dokuz ay olmuş. Siktir etsene sevinçlerimi ya ; ulan beni yalnız bırakalı ne kadar da çok olmuş. Bi şarkı var sen bilmezsin , o zamanlar yoktu heralde ;

”Her geçen yıl birer birer masadan eksiliyor dostlar” diye.

Aklıma hep seni getiriyor bu şarkı. Ve diyorum ki ; ”herkes siktirip gitsin , sen eksilme sen o masada kal” Dönülmüyor değilmi ?  Siksen olmaz dedikleri türden hani. Ama beni izlediğin çok aşikar , bide nasıl yapıyorsan artık beni koruyorsun. Başıma bi boklar gelmeyeli uzun zaman oldu. İtiraf edeyim senin tesellilerine çok ihtiyacım var. İnsanoğluyuz aciziz amına koyayım. Derler ya hani ; Allah taşıyamadığından fazlasını vermezmiş diye. Ben senin acını kaldıramayacağımdan eminim be oğlum. Neyin nesidir bu..
Sırf bu söz yerini bulsun diye daha kabul edemedim yokluğunu. Olur olmaz konuşuyoruz seninle , dertleşiyoruz falan. Varsın yani gitmedin biyere.

İşin bi kötü tarafı kimseye bahsedemiyorum senden. ”Hayatını düzene koy artık” diyorlar anlatınca.Hassiktir diyemediğimden hayırlısı diyorum bende. Yanlış anlama saygıdan. Yoksa bi hayır yok bu işte. Bi hayır yok bu gidişte..

Üzülüceksin biliyorum ama çok dengesizleştim artık.Biliyosun uysal kendi halinde bi adamdım ben. Kendimden korkar oldum artık. Ulan hergün bir kavanoz toprağa kitlenip konuşup ağlarmı insan. Söyleyemiyosun bunları kimseye. İçinde kalıyor,içini yakıyor..

Ah bu şarkılar, söylemeden geçilmiyor.. ”Seviyorum seni”yi dinlerken içim öyle bir yanıyor ki anlayamazsın.. Bide ”elbet birgün kavuşacağız”ı dinlerken eski aşklarım değil , sen geliyorsun aklıma. Kızcaksın ama alkolü artık dertten yahut keyiften değil sadece seninleyken en sevdiğimiz şey içmekti diye içiyorum. Bide şey.. Ben seni çok özledim ulan. Hani harbiden çok özledim be.. Köpekler gibi anıra anıra ağlarcasına..

İntiharın kendi canını almak değil , benimkini almak olduğunu anlayamadın ya sen ; bunu yaşayarak öğrenmenin acısıyla özlüyorum seni..

En çokta neyi özlüyorum biliyormusun ? Kendi yaşadıklarını anlatmanı.İnsanın hoşuna gider içinde sakladıklarını başkasında görmek. Ne kadar acıtsada gider işte.Yalnız olmağını anlıyorsun böylece.. Ve ben bunca yaşanılanı düşündükçe daha da korkuyorum.  O kadar benzerki acılarımız, aynı acılara tutunmuşuz biz..

Ve düşünüyorum zaman zaman sonumuz da aynı olurmu diye. Olmaz heralde, ben acıyı kaldırabiliyorum artık, iyice hissizleştim . Narkozu dayamadan kes her tarafımı bi sikim olmaz. O derece.
Herneyse fazla konuştum ben.Neydi senin o son sözün ?

”Cehennemde Görüşürüz”

Görüşürüz amına koyayım.
Hadi Eyvallah .